İşçi sınıfı, diğer bir deyişle, milyonlarca sıradan insandan
oluşan toplum kesimi, kapitalizmin ürünüdür. İşçi sınıfını
oluşturan işçilerin, memurların, işsizlerin ve hatta işçi ve memur
emeklilerinin davranışlarını belirleyen, onların kapitalist üretim
ilişkileri içinde hayatlarını kazanma biçimi ve bu süreçte
karşılaştıkları sorunlardır.
Kapitalizm insanları bireycileştirir, kaçınılmaz ve zorunlu olarak
bencilleştirir. “Sosyal Darwinizm” olarak nitelenen bir yaklaşım
vardır. Koşullara en uygun özellikleri kazananlar ayakta kalır.
Doğadaki bu kuralın, insan toplumları için de geçerli olduğu ileri
sürülür.
Peki, bu koşullarda işçi sınıfı devrimci midir?
Özellikle sosyalist gelenekten gelen bazı kişilerde görülen yaygın
bir hastalık var. Bilimsel sosyalizm, dünyayı kavramaya yardımcı
olacak bir yöntemdir. Ancak yarım imam insanı dinden, yarım doktor
candan eder. Bilimsel sosyalizmi de yarım yamalak ve kulaktan dolma
biçimde öğrendiğini zannedenler de insanı bilimden eder. Kulaktan
dolma sosyalistler, işçi sınıfının daima devrimci olduğunu
düşünürler ve hatta bunu ısrarla savunurlar. Ancak seçimlerde bu
işçilerin epeyce bir bölümünün niçin AKP’ye oy verdiğini
kavrayamazlar. Bu soruya yanıt vermekten bile kaçınırlar. Yarım
yamalak okudukları birkaç kitaptan akıllarında kalanları papağan
gibi tekrarlarlar. Bir bölümü de, hayatın gerçeklikleri karşısında
teslim olup, ya saf değiştirir, ya da siyasi mücadeleden
kopar.
DEVRİMCİLİK NE DEMEK?
Devrimcilik, mevcut düzenin olumsuzluklarına karşı çıkmak
demek.
Mevcut düzenin olumsuzlukları ne?
Bizim vatanımız Türkiye. O zaman öncelikli ola...