Türkiye ekonomisi tarihinin en büyük krizlerinden birini
yaşıyor. Kurban Bayramı sonrasında krizin daha da derinleşeceğine,
ne yazık ki, tanık olacağız; daha doğrusu, daha da derinleşecek
krizin olumsuz sonuçlarını yaşayacağız.
Yaşı biraz ileri olanlar, 1958-1961, 1969-1970, 1978-1983 ve
1988-1989 krizlerini anımsarlar. Yaşı biraz daha genç olanlar ise
1991, 1994 ve 1998-2002 krizlerini iyi bilirler. 2008 krizi ise
akıllardadır.
Bu kriz, bunların hepsinden daha kapsamlı ve etkili olacak.
Bu krizin üç ayağı var.
* Dünya kapitalist sistemi, 2008 yılında üçüncü küresel krizini
yaşamaya başladı.
* AKP iktidarları 16 yıldır ülke kaynaklarını çok kötü kullandı ve
tüketti. Özellikle özelleştirmelerle Türkiye’nin ekonomik
bağımsızlığının ana dayanağı olan kamu sektörü büyük ölçüde tasfiye
edildi.
* Türkiye’nin 24 Temmuz 2015 tarihinde bölücü terör örgütüne karşı
başlattığı büyük operasyonla hızlanan bağımsızlık mücadelesi ve
ardından atılan adımlar sonucunda ABD’nin bölgede güç kaybetmesi
sonrasında ABD’nin başlattığı ekonomik savaş etkilerini göstermeye
başladı.
Bugün öncelikli olarak gündemde olan ABD emperyalizminin ekonomik
alandaki saldırılarıdır.
SALDIRILAR İŞÇİ SINIFINI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Artmakta olan sıkıntıların temelinde kapitalizmin küresel krizi ve
AKP’nin yanlış politikaları tabii ki vardır; ancak gündemdeki
emperyalist saldırıya karşı konulması öncelikli görevdir. Peki,
gelir getirici bir işte çalışanların yüzde 70’ini oluşturan
işçilerimiz ve memurlarımız ve onların, ne yazık ki, küçük bir
bölümünün örgütlü b...