Geçenlerde katıldığım bir toplantıda birkaç konuşmacı, işçileri ve memurları bilinçlendirme görevlerinden söz etti. Ben de, sıra bana geldiğinde, 45 yıldan fazla süredir işçi eğitimleriyle uğraştığımı, bugüne kadar kimseyi eğitebildiğimi sanmadığımı, belki bazı şeyler öğretebildiğimi söyledim.
Başedemediğim bir solcu hastalığı, kendisinin çok bilgili, halkımızın ise “eğitilmeye ve bilinçlendirilmeye muhtaç” olduğunu sanmaktır. Onun için solcular arasında çok konuşmak, karşısındaki hiç dinlemeden nutuk atmak son derece yaygındır. Ancak bu tavrın büyük bir saygısızlık ve aymazlık olduğunun farkında bile değillerdir. Böyle davrandıklarında ise çok tepki çekerler.
Bu tavrın, bazı solcuların dışında emekli ilkokul öğretmenlerinde ve emekli subaylarda da yaygın olduğunu düşünüyorum. İlkokul öğrencisi için öğretmeni her şeyi bilir; ilkokul öğretmeni de genellikle öyle davranır. Subaylar ise sorumlulukları altındaki askerlere öğüt vermek, onları eğitmek zorundadır. Bu görevlerini yaptıkları sürece bir sorun yok; ancak bu alışkanlıklarını emekli olduktan sonra halkımıza ve özellikle işçilere ve memurlara karşı sürdürmeye kalktıklarında yarardan çok zarar verirler.
Günümüzün işçisi ve memuru, hem örgün eğitim düzeyi, hem de bilgiye erişim olanakları açısından son derece gelişkindir. Ayrıca halkımızın sağduyusuna, yüzyıllardan süzülerek gelmiş olumlu özelliklerine hayranım. Bu güzel özellikler genlerimize öyle işlemiş ki, kapitalizmin pisliği henüz bu özelliklerimize darbe indiremedi. Anadolu’nun “arif ve kamil insan”ını küçümsemeye kalkanlar büyük hata yaparlar.
ÖRGÜN EĞİTİM DÜZEYİ ÇOK YÜKSELDİ
İnsanımızın ve özellikle ücretlilerin örgün eğitim düzeyi çok yükseldi.