İşçinin kişiliğini, hayatını kazanma biçimi etkiler. Köyün
yüzyıllar boyunca kendi içine kapalı yapısı ve tarımda teknolojik
gerilik, köylüyü hayatta kalabilmek için dayanışmaya zorlamış,
imece geleneğini yaratmıştı. Köy dışa açılınca ve tarım teknolojisi
gelişip dayanışma zorunluluğu kalkınca, köylü bireycileşti.
Günümüzün sıradan işçisi de kapitalizmin ürünüdür; kaçınılmaz
olarak çıkarcıdır, bireycidir, bencildir. Sermayedar sınıf, bu
özellikleri daha da pekiştirecek televizyon programları, internet
siteleri ve benzeri araçları bilinçli ve sistemli bir biçimde
kullanır.
'SIRADIŞI İŞÇİLER' DE VARDIR
İçinde yaşanan düzeni kabullenmiş "sıradan işçi"nin yanı sıra,
düzene karşı çıkan "sıradışı işçi"ler ve "sıradışı insan"lar
vardır.
Bu insanlar, ülke ve dünya ekonomisinin, toplumsal yapıların ve
siyasal sistemlerin işleyişini kavramaya çalışırlar; ilişkilerdeki
olumsuzlukları gidermeyi amaçlayan programlar peşinde koşarlar; bu
programları hayata geçirmeyi amaçlayan örgütlenmelere giderler ve
kendilerinden özveride bulunarak mücadele ederler.
İçinde yaşanan düzen, ülkenin ve dünyanın koşulları "sıradan
işçi"yi memnun edebiliyorsa, düzen dışı veya karşıtı görüş,
örgütlenme ve mücadeleler, "sıradan işçi" açısından çekici
değildir; hatta tehlikelidir. "Sıradan işçi" hayatından memnun
olduğu sürece, düzenin savunucusudur.
SIRADAN İŞÇİYİ HAYAT DEĞİŞTİRİR
Ancak hayat bu sıradan işçileri işverene karşı mücadeleye
zorladığında...