Kapitalizm, sömürü ve baskıya dayalı bir düzen. Bir tarafta
büyük servetler, diğer tarafta açlık vardır. Bu adaletsizliği
sürdürmenin yolu da baskı ve zulümdür.
Ancak kapitalizmin insanlığa zararı bununla sınırlı değildir.
Kapitalizm insanlar arasındaki ilişkileri de bozar. Anadolu’nun
geleneğinde önemli bir yer tutan dayanışma ve dostluğun yerini
bencillik, bireycilik, aldatma, sahtekarlık alır. Bunun sonucu ise
yalnızlık, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, depresyon ve sonunda
intihardır.
Anadolu’nun mayasındaki dayanışma ve dostluk, sadelik ve tevazuyla
biçimlenir. Halbuki kapitalizmin yarattığı rekabet ortamı,
insanları güç gösterisi yapmaya, hava atmaya, övünmeye, başkalarını
aşağılamaya zorlar.
Anadolu’nun mayasındaki dostluk ve yoldaşlığın ve tevazunun en
güzel örneği, Anadolu’da yüzlerce yıldır anlatılan ve insanların
örnek alması beklenen Kırklar Meclisi’ne ilişkin öyküde görülür.
ANADOLU’DA SADELİK VE TEVAZU
Hikaye o ki, Hz.Muhammed Kırklar Meclisi denilen bir toplantıya
katılmak ister. Kapıyı çalar. İçeriden bir ses, “kimsin” diye
sorar. Hz. Muhammed de, “Allah’ın resulüyüm” diye yanıtlar.
Kapı açılmaz.
Hz.Muhammed kapıyı tekrar çalar. Bu kez “kimsin?” sorusuna,
“yoksulların hizmetkarıyım” diye yanıt verir.
O zaman kapı açılır ve Hz.Muhammed içeriye buyur edilir.
Bu hikayenin farklı biçimlerini duymuş veya okumuş olabilirsiniz.
Ben en sade biçimiyle aktardım. Burada dikkat edilecek nokta,
Hz.Muhammed’in büyük bir tevazu ile “yoksulların hizmetkarıyım”
demesi sonrasında kadınların ve erkeklerin birlikte bulunduğu
meclise alınmasıdır.
Anadolu’nu...