Kıdem tazminatı fonu yasa taslağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından hazırlandı ve Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Bu
süreçte basına sızan veya tepki ölçmek için sızdırılan bilgiler
var. İşçi sendikaları ve konfederasyonları haklı olarak bu konuyu
gündemlerine aldı. Bazı siyasi örgütler de bu konuya eğildi.
Bu konuyu ele alan tüm örgütler, kıdem tazminatı hakkının
korunmasında kıdem tazminatı fonuna odaklandı.
Yanlış yaptılar ve yapıyorlar.
Kıdem tazminatı hakkına yönelik tehditlerden biri kıdem tazminatı
fonudur. Ancak bu tehdit ikincil önemdedir. Hükümetin ve sermayedar
sınıfın asıl öldürücü silahı başkadır. İşçi örgütlerinin ve işçi
hakları konusunda duyarlı siyasal örgütlerin ve kişilerin asıl bu
alana önem vermeleri hayati önemdedir. Bu nokta atlanırsa, işçiler
kıdem tazminatı fonuyla meşgul edilirken, öldürücü darbe hiç
hissettirilmeden indirilebilir.
ASIL TEHLİKE NE?
Hükümet, herhangi bir torba yasa tasarısının TBMM genel
kurulunda görüşülmesi sırasında, “4857 sayılı İş Kanununun 11.
maddesinin 1. ve 2. fıkralarının yerine şu fıkra eklenmiştir: ‘İş
sözleşmeleri belirli süreli veya belirsiz süreli yapılabilir’” diye
bir madde ekleyebilir.
Böylece yürürlükten kaldırılabilecek madde şöyledir:
“İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme
belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin
tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif
koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde
yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
“Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden
fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi
başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.”