Devrim, mevcut düzenin kökten değişmesidir. Bu değişim ancak
kitlelerin bu sürece aktif bir biçimde katılmasıyla
gerçekleştirilebilir. Türkiye’de günümüzdeki devrim, bağımsız ve
demokratik bir Türkiye’nin yaratılmasıdır.
Peki, kitleler ne zaman “bağımsız ve demokratik bir Türkiye”
ister?
Başka çarelerinin kalmadığı zaman. BAĞIMSIZ VE DEMOKRATİK
TÜRKİYE
İnsanlar bağımlı ve demokratik olmayan bir Türkiye’de de
hayatlarından memnun olabilir. 1919-1922 döneminde işgal altındaki
İstanbul’da yaşayan ve çalışan işçilerin gerçek ücretleri 2.5-3.0
katına çıkmış, savaş yıllarında bulunmayan mallar bulunur olmuştu.
Memnundular. Anadolu’ya geçmediler.
Bazı kadınları düşünün. Eve kapatılmış. Kendini geliştirmesine izin
verilmemiş. Görevi, çocuk doğurup yetiştirmek, evi derleyip
toparlamak, kocasının emirlerine uymak ve arzularına hizmet etmek.
Şiddete maruz kaldığında bunu sessizlikle kabullenmek. İkinci ve
hatta üçüncü sınıf insan olmayı içine sindirmek. Eğer kocası onun
geçimini iyi bir biçimde sağlıyorsa, bütün bu olumsuzlukları
kabullenebilir.
Bir halk da, geçimini sağlayan bağımlı ve demokrasi karşıtı bir
yönetim altında yaşamaya tepki vermeyebilir. Örneğin, petrol
zengini Arap ülkelerinin halklarının durumunu düşünün.
Kitleler, bağımsız ve demokratik bir Türkiye’yi ancak bağımlı ve
anti-demokratik bir Türkiye hayatlarını çekilmez bir hale getirdiği
zaman isterler. DİĞER SEÇENEKLER TÜKETİLMEDEN GÜNDEME
DEVRİM ALINMAZ
Mevcut düzen içinde hayatından memnun olan insanları düzene karşı
harekete geçirmek mümkün değildir. Ağzın...