1990-91 yıllarında İslamcı Milli Görüş Teşkilatı’nın üst düzey
yöneticilerinden bir tanıdığım vardı. Mantıklı, zeki ve hoşsohbet
birisiydi. Bir sohbetimizde, “Ben Marx’ın bütün eserlerini okudum,
Marx’ı iyi bilirim” türü bir söz söylemişti. Yüzüne vurmadım ama
daha sonra epey gülmüştüm.
Karl Marx ve Frederick Engels’in Toplu Eserleri 49 cilt. Bizde
İngilizcesi var. 49 ciltlik Toplu Eserler, Londra’daki Lawrence &
Wishart Ltd., New York’taki International Publishers Co.Inc. ve
Moskova’daki Progress Publishers ve Sovyetler Birliği Komünist
Partisi Merkez Komitesi Marksizm-Leninizm Enstitüsü’nün
işbirliğiyle hazırlanmış.
Bir de Progress Publishers tarafından yayımlanmış 3 ciltlik Seçme
Eserleri var.
Benim Marx ve Engels’den okuduklarımı toplasam bu 49 cildin
herhalde ancak 6-7 cildini bulur.
İŞÇİ NEYİ SATIYOR?
Marx ve Engels’in kitaplarının epeyce bir bölümü Türkçe’ye de
çevrildi. Ancak bunların da yaygın bir biçimde okunduğunu
sanmıyorum. Sosyalist gelenekten gelenlerin ve hatta kendisini
genel olarak “solcu” sayanların evlerinde Marx ve Engels’in
kitapları vardır; ancak bunların birkaçı dışında okunduğuna tanık
olmadım. Okunanların ne ölçüde anlaşıldığı ve içselleştirildiği de
ayrı bir konu.
Bunun en basit örneği, Engels’e göre Marx’ın iki büyük katkısı
konusunda ortaya çıkıyor.
Engels, 17 Mart 1883 günü Marx’ın defnedilmesi sırasında mezarı
başında yaptığı konuşmada, Marx’ın ilk katkısı olarak, insanlık
tarihinin gelişim yasasını keşfettiğini belirttikten sonra, ikinci
katkısı olarak da, “artık-değerin keşfedilmesi...