“Memur” kavramı konusunda iki yaygın yanlış günümüzde hâlâ
aşılabilmiş değil. Türkiye’de yalnızca kamu kesiminde 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışan kamu görevlileri
“memur”dur. Halbuki, özel sektör işyerlerindeki birçok büro
personeli ve teknik personel de kendilerini “memur” olarak
nitelendirmektedir. Bu nedenle, bir kişiye geçimini nasıl
sağladığını sorduğunuzda, eğer “memurum” diyorsa, sorunuzu
yineleyin. Büyük olasılıkla özel sektörde beyaz yakalı
işçidir.
İkinci yaygın yanlış, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında
çalışan kamu görevlisi “memur”ları ayrı bir toplumsal sınıf
sanmaktır. Geçmişte yanlış “işçi sınıfı” tanımı çok yaygındı ve
“işçilik” beden çalışmasıyla ve mavi yakalı işçilikle
özdeşleştirilirdi. “Memur”lara da “küçük burjuva” denirdi. Bu
yanlış kavrayış hâlâ yaygındır.
Halbuki yaşamını bir başkasına ait işyerinde ücret veya aylık
karşılığında çalışarak kazananların hepsi, işçi sınıfına
mensuptur. MESLEK AYRI TOPLUMSAL SINIF
AYRI
Benzer bir yanlış da meslek ile toplumsal sınıfı
karıştırmaktır.
Özellikle avukat, mühendis, hekim gibi mesleklerde olanlar,
toplumsal konumları sorulduğunda, hayatlarını kazanma biçimini
değil de mesleklerini belirtme eğilimindedir. Örneğin, bir siyasi
partide üyelerin toplumsal sınıflarını belirlemek istiyorsanız, her
bir mühendisi veya hekimi tek tek arayıp sormanız
gerekir.
Bir mühendis bir başkasına ait bir işyerinde ücret karşılığında
çalışıyorsa, işçi sınıfındandır.
Bir mühendis, kendisine ait büroda çal...