Kitlelerin davranışlarını doğru anlayamazsanız, sürekli hayal kırıklığına uğrarsınız ve bazen de boşa kürek çekersiniz.
Yazmaktan bıkmayacağım. İnsanlar hayatlarından memnunsa, hiçbir güç onları kitle eylemlerine sürükleyemez. İnsanlar hayatlarından ciddi olarak rahatsızsa ve iktidardakiler zayıflamışsa, hiçbir güç onların kitle eylemlerini engelleyemez.
Ayrıca insanlarımız kısa vadeli çıkarlarını çok iyi bilirler; mantıklı, tecrübeli, ihtiyatlı ve gerçekçidirler.
Memur-Sen ve bağlı sendikalarla hükümet arasında imzalanan toplusözleşme değerlendirilirken, yine bol miktarda yoksulluk edebiyatı yapıldı.
Ben bunlara katılmıyorum.
İnsanlara akıl öğretmeye çalışmak yerine, insanların davranışlarını anlamaya çalışıyorum. Bunun için de verilere bakıyorum.
YOKSULLUK VE YOKSULLAŞMA
Türkiye’de kitle hareketlerini incelerken karıştırılan iki kavram, “yoksulluk” ve “yoksullaşma”dır.
Yoksul insanlar tepki göstermez. Yoksullaşan insanlar (eğer başka şartlar da mevcutsa) tepki gösterir.
Peki, Türkiye’de artık sayıları 2.7 milyona ulaşmış olan memur kitlesi yoksul mu, yoksullaşıyor mu?
“Yoksulluk” kavramı son derece nisbidir.
Neye göre yoksul?