Memurlar da işçi sınıfının bir parçasıdır. Ancak özellikle 1926-1950 döneminde memurların ücretleri, çalışma süreleri, iş güvenceleri, sosyal güvenlikleri, diğer birçok ülkeyle bile karşılaştırıldığında, çok iyiydi.
Korkut Boratav’ın hesaplamalarına göre, memurların aylıklarının milli gelir içindeki payı bu yıllarda şöyle gelişti: 1929: Yüzde 5.2; 1930: Yüzde 6.8; 1931: Yüzde 7.1; 1932: Yüzde 8.2; 1933: Yüzde 8.6; 1934: Yüzde 8.8; 1935: Yüzde 8.7: 1936: Yüzde 7.2; 1937: Yüzde 7.4; 1938: Yüzde 7.6; 1939: Yüzde 9.1.
1931 yılında memurların iktisaden faal nüfus içindeki oranı yalnızca yüzde 1.2, milli gelirden aldıkları pay yüzde 7.1 idi.
Bunun nedeni, memurların güçlü olmasıydı.
Ancak memurların gücünün kaynağı, örgütlülük, eylemler, siyasi güç değildi.
İşgücünün satış koşullarının belirlenmesinde memurların gücünün kaynağı, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde nitelikli personelin yetersizliği, buna karşılık nitelikli personele olan büyük gereksinimdi.
VASIFLI ÜCRETLİ İŞGÜCÜ AZALDI