Son yıllarda giderek yaygınlaşan bir kavram, “mobbing”dir.
“Mobbing, sistemli bir şekilde, süreklilik arzeden bir sıklıkta
çalışanı sindirme maksadı ile kişinin özgüvenine uygulanan
psikolojik ve hatta fiziksel saldırgan davranışı ifade etmektedir.
Başka bir ifade ile, işyerinde bir kişinin veya birkaç kişinin,
istenmeyen kişi olarak ilan ettikleri bir kişiyi, dışlayarak, sözlü
ya da fiziksel tacizde bulunarak mutlak itaate zorlamak, yıldırmak
ve bezdirmektir.”(Uğur Ocak, Feshe Bağlı İşçilik Alacakları,
Ankara, 2015, s.161)
TÜRK BORÇLAR KANUNU NE DİYOR?
Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde işverenin işçinin
kişiliğini korunma görevi şöyle düzenlenmektedir: “İşveren, hizmet
ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve
işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla,
özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu
tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için
gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.”
Bu konuda bir de 19.3.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış bir
Başbakanlık Genelgesi (“İşyerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing)
Önlenmesi”) bulunmaktadır.
İŞ KANUNU’NDA DÜZENLEME YOK
4857 sayılı İş Kanunu’nda doğrudan “mobbing” düzenlemesi
bulunmamakla birlikte, bu nitelikteki davranışlar 24/II/b ve c
fıkraları çerçevesinde değerlendirilebilir ve mobbing uygulamasının
kanıtlanabilmesi durumunda işçinin işten ayrılarak kıdem tazminatı
alabilmesini sağlar. Bu iki fıkra şöyledir:
“b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve
namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda
bulunursa...