Biz Türkler genellikle merhametliyiz ve biraz fazla cömertiz.
Bazen yetersiz olan paramızı bile muhtaç olanlarla paylaşırız.
Amerikalı, Japon ve Avrupalı genellikle öyle değildir. Kapitalizm
onları “eğitmiş,” bence insanlıktan çıkarmıştır. Kapitalizmin ürünü
bencil ve bireyci insanlar, son derece hesapçıdır. Kaz gelmeyecek
yere yumurta bile vermezler. Paralarının kıymetini çok iyi
bilirler; çarçur etmezler. Devletleri de öyledir. Emperyalist
devletler de kaynaklarını çok dikkatli kullanır. Emperyalist
devletler eğer birilerine veya bazı örgütlere para veriyorsa,
karşılığını mutlaka fazlasıyla alıyordur.
Bu nedenle, emperyalist devletlerden şu yada bu biçimde para
alanlar, bu paralar karşılığında ne verdiklerini sorgulamalıdır.
Onlar sorgulamıyorsa, biz sorgulamalıyız. Bir emperyalist devlet
eğer bir kişi veya örgüte para veriyorsa, bu para karşılığında
nasıl bir çıkar sağlamaktadır?
“Gavurun ekmeğini yiyen onun kılıcını çalar” veya “para alan buyruk alır” sözleri boşuna söylenmemiştir. Azerbaycan’da kullanılan bir atasözü vardır: “Hıristiyanın çöreği diz üstünde”. Hıristiyan sana çörek (ekmek) verir, ama seni de önünde diz çöktürür. Mossad’ın bir sözü varmış. “Para verin; parayı alan bir gün nasıl olsa onun karşılığını ödeyeceğini bilerek parayı almıştır,” derlermiş.
AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN ALINAN PARALAR
Yıllar önce, o tarihlerde KESK Genel Başkanı olan Sami Evren’le
konuşuyorduk. Avrupa Birliği’nin niteliği konusunda aramızda görüş
farklılığı vardı. Sami Evren’e, “Almanya emperyalist bir devlettir,
değil mi?” diye sordum. “Evet,” dedi. “Fransa, İngiltere ve İtalya
da birer emperyalist devlet değil midir?” dedim. Onların da
emperyalist olduğunu söyledi. Bunun üzerine asıl soruma geçtim.
“Peki,” dedim, “Avrupa Birliği emperyalist midir?” Hemen itiraz
etti; “Avrupa Birliği emperyalist değildir,” dedi.
Bu tartışmamız, KESK’in Avrupa Birliği’nden proje adı altında para alması olayıyla bağlantılıydı. Sami Evren, Avrupa Birliği’nin “emeğin Avrupa’sı” olduğunu düşünüyor, emperyalist bir yapılanma olduğunu reddediyor ve böylece Avrupa Birliği’nden para almayı kendi gözünde meşrulaştırıyordu. Ancak, Avrupa Birliği de emperyalist bir ulusüstü devlet girişimi olduğundan, 1960’lı yıllarda Türk-İş ve bağlı sendikaların yöneticilerinin yaptığı hatayı KESK başka koşullarda tekrarlıyordu. 1960’lı yıllarda ABD’den para alan ve ABD’de gezdirilmeyi kabul eden sendikacılar da, ABD’nin emperyalist bir devlet olduğunu düşünmüyor, ABD’yi “hür dünyayı komünizme karşı koruyan demokrasi ülkesi” kabul ediyorlardı.
Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin askeri ve
bir ölçüde ekonomik, toplumsal ve siyasi hakimiyeti altına giren
Avrupa ülkeleri sermayedarları ve devletlerinin, ABD, Sovyetler
Birliği ve Japonya karşısında güç toplama girişimidir. Amaç,
düşüncesi çok eskilere dayanan Avrupa Birleşik Devletleri’ni
kurarak, yeniden dünya çapında emperyalist bir güç olma
çabasıdır.
Avrupa Birliği, emperyalist bir yapıdır. Avrupa Birliği’nden
“proje” adı altında para alanlar, Türkiye’deki bölücü terör
örgütünü ve Fethullahçı casusluk ve terör örgütünü çeşitli
biçimlerde destekleyen bir ulusüstü devlet girişiminden maddi
yardım almaktadır. Bunun karşılığını nasıl
ödemektedirler?
YEMLEMEDE KULLANILAN DEVLET PARASININ KANALLARI