Türkiye’de devletçiliği 1930’larda başlatan yanlış görüşün görmediği devletleştirmelerin başında tekke ve zaviyelere ait arazi ve diğer gayrimenkullerin 1920’li yıllarda devletleştirilmesi gelmektedir.
Bu uygulama, gerici güçlerin ekonomik dayanaklarını ortadan kaldırmak açısından son derece önemliydi. Günümüzde Fetullahçı casusluk ve terör örgütünün ekonomik gücünün önemi açığa çıkmıştır. 1920’li yıllarda Kemalist Devrim’e karşı çıkma hevesinde olanların da böyle bir ekonomik gücü vardı. Bu güç, devletçilikle onların elinden alındı.