Türkiye’de giderek hızlanarak derinleşen bir ekonomik kriz
yaşanıyor. Bu ekonomik kriz, Türkiye tarihinin en büyük ekonomik
krizi olacağa benzemektedir. Her gün binlerce işçi işten
çıkarılıyor. Konkordato ilan eden işletmeler, çeşitli oyunlarla,
sözde öncelikli olan işçi alacaklarının önüne diğer borçları
geçiriyor; işçi alacakları ödenmiyor. Kredi kartı ve tüketici
kredisi borçlarının taksitlerini ödemek zorunda kalan işçiler,
büyük sıkıntılara itiliyor. Birçok işçi de, derinleşen kriz
koşullarında, işlerinde kalabilmek için daha düşük ücretleri ve
daha kötü çalışma koşullarını kabule zorlanıyor.
Türkiye 30-31 yıl önce bu durumun biraz daha hafifini yaşamıştı.
Ekonomik kriz yoktu ancak yıllardır işçi haklarına yönelik çok
güçlü bir saldırı söz konusuydu. İşçi ücretleri 1980’li yıllarda
düşmeye başlamış ve ücretlerin satınalma gücü 1987-1988 yıllarında
1980 yılının üçte biri düzeyine inmişti. İşçilerin tepkisi ancak
1989 Mart yerel seçimleri sonrasında ANAP’ın oy oranının yüzde 21’e
düşmesi ve Ankara, İstanbul ve İzmir belediye başkanlıklarını
SHP’ye kaptırmasından sonra kitlesel biçimde patlamış, Bahar
Eylemleri gerçekleşmişti.
1989 Mart yerel seçimleri ve Bahar Eylemleri öncesinde işçilerin ve
memurların çözüm arayışları, o yıllardaki gazetelere acı bir
biçimde yansımıştı. Gazetelere yansıyan olaylara ilişkin bazı
örnekleri hatırlatıyorum.
EK İŞ YAYGINLAŞTI
Bu dönemde yaşanan yoksullaşma, emeklileri ve ücretli çalışanları
ek iş aramaya yöneltti.
Hızlı yoksullaşma yıllarında iki gazeteye yansıyan e...