Bir umutla giriş yaptığımız 21. yüzyılın hemen başında dünyanın en güzel şehirlerine sahip Suriye, kolumuzu kanadımızı kıran korkunç bir savaşa sahne oldu. Savaşmamak ve eğer savaş illa alnımıza doğmuşsa da insani, ahlaki ve hukuki kurallara uymak konusunda tüm dinî ve ahlaki metinlerde defalarca uyarılsak da kimsenin aldırdığı yok. Mısır’daki idamlar misal, hiçbir suça günaha bulaşmamış sadece en temel haklarını talep etmiş genç insanların onlarcası ipe götürülürken hiçbir tepki vermeyen bir dünyayla karşı karşıyayız. Vicdan Hareketi uluslararası bileşenleri olan bir insan hakları inisiyatifi. Suriyeli kadınların başına gelenlere dikkat çekmek için 2018’de 55 ülkeden katılımcılarla İstanbul’dan yola çıkmış, 8 Mart’ta 200 otobüslük konvoyla Hatay’a ulaşmışlardı Suriye zindanlarındaki kadınların uğradığı işkence ve tecavüzleri dünyaya duyurmak için. Hepsi serbest kalıncaya kadar çabalarımızı sürdüreceğiz sözünü tuttular ve bu 8 Mart için yine harekete geçtiler. Bütün dünyadan sayısız insan hakları örgütü parlamenter akademi ve siyaset insanı destek veriyor. Bu yazı sadece destek vermek için değil, şahit olmak ve kayıt altına almak için. İnsanlığın bu çabaları da derlenip bir umut olarak gelecek kuşakların önüne konmalı çünkü.