Çocukları bilgisayardan, tabletten, telefondan uzak tutalım, kitaplara, doğaya, yüz yüze ilişkilere yönlendirelim derken salgın geldi çattı. Artık çoğu serbest oldukları saatlerde de dışarı çıkmak istemiyor. Kaygılı, iç mekan tutkunu, internet bağımlısı insanlar olarak “yeni normal” düzenini hep birlikte idrak ediyoruz. İnsansızlığın açtığı yaralardan iyileşmek için başvurulan psikologlarla da online ortamda görüşmek zorunlu.
Ekran önünde akıp giden yaşamlarımıza ayna tutan Searching (2018) filmi Amerikan sinemasından önümüze sessiz sedasız düşen bir başyapıt bana göre. Aslında övülüp tescillenmiş filmlerin arasında sakince parıldayan filmler daha çok ilgimi çekiyor. Kaybolan kızını arayan bir babanın öyküsü. Konu bilinmedik işlenmemiş bir mesele değil. Fakat iyi bir gerilim ve gizem filmi, tempo son ana kadar düşmüyor, sıkıcı olmak şöyle dursun su gibi akıp gidiyor gibi birçok olumlama değil filmi ayrıcalıklı kılan.