Jean-Luc Godard’ın son filmi tahmin edebileceğimiz gibi vizyonda birkaç gün ancak kalabildi. İmgeler ve Sözcükler olarak Türkçeleştirilen filme yönetmenin koyduğu isim İmaj Kitabı-Le livre d’image. Filmi büyük bir şiirin imgeler dünyasına aktarılması olarak görmek mümkün. Yönetmen bizi sayısız aynadan geçirip kendimize bakmamızı istiyor, sözcüklerin ağır ilerleyişine karşılık çağın alameti farikası olan görüntüler pür dikkati bile aşan bir hızla geçip gidiyor. Bu yüzden bir kez izlemek yeterli değil. Yaşanan gerçekliklerin yaşanıp yaşanmadığı hakkında insanı şüpheye düşüren sert bir akış var. Nice nesillere acılar vermiş fikirler olaylar saliseler içinde geçerken ‘işte hepimiz böyle seyrettik’ suçlaması var sanki. Zihnimizde birer gölgeye dönüşmüş tecrübeler bir butona basılınca ortaya çıkan, başka bir düğmeyle ortadan kaybolan cinsten. Sürekli ilerleme tacizi yüzünden yaşananlara dönüp bakamayan insanın sönmüş tecrübesiyle birlikte kayboluşu gibi, imgeler de anlaşılmaz bir yumağa dönüşmüş durumda. Godard bütüncül bir kitap oluşturamayacak kadar uzaklara giden insanı kesik kesik heceler halinde yeniden kurmaya çalışmış.