Suriye’deki savaşın sonuçlarıyla mülteci meselesi üzerinden karşılaştık ama insana yaşattığı acılara yeterinde aşina değiliz. Doğal afetlerin olmaması için dua ediyoruz da savaşlar kimilerine çok lüzumlu geliyor uzaktan. Oysa en büyük felaket insanın insana yaşattığı savaş afeti. Bölgemizdeki akıl almaz savaşların edebiyata yansımalarıyla karşılaşmak nadide bir durum. Cezayir ve Suriye kökenli olup Londra’da büyümüş ve Kingston Üniversitesinde yaratıcı yazarlık lisansı almış olan şair Sumia Sukkar 2013’te yayınlanan ilk romanı olan Halepli Çocuk kitabında bizi “neden geldiniz” dediğimiz insanlarla sahada karşılaştırıyor. Orta direk hatta varlıklı sayılabilecek Suriyeli bir ailenin evinden savaşa giriyoruz. Adem Asperger sendromlu, koku ve renklere aşırı duyarlı, annesini kaybettiği için ablası Yasemin’e tutunmuş, başlarından geçenleri resim yaparak kayıt altına alan, çareyi sanatta bulan bir çocuk. Savaş o kadar saçma ve karmaşık ki yazar ancak algıları farklı olan bir çocuğun gözünden anlatabileceğini düşünmüş. Ağabeyi İsa Nizar Kabbani’nin şiirlerini ezberden okuyan, ablası üzgün olunca yüzü uzayan, dolma yapınca, mutlu olunca yüzü yuvarlanıp yakut kırmızısı olan biri. Yasemin hükümete karşı protestolara katılıyor.