Yaşar Kemal “En büyük yazarların kitapları bile ölümlüdür, insan olamadıktan sonra yazarlığımın hiçbir kıymeti yok” diyor. Onun Çukurova’yı ve insanlarını anlatışındaki sevgiyi saygıyı görünce “önce insan” la karşılaştığımızı anlıyoruz. Gerçek hayattan alıp kurguladığı kahramanlarından malzeme diye söz etmeyen, balıkçıyla balıkçı, işçiyle işçi ve bütün insanlarla hemderd olan bir adam. Yazarın her anı insanın içli ve dramatik dünya macerasından gerçek sahnelerle dolu yaşamından küskünlük ve öfke değil edebiyat yükselmiş. Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Kemal’in ailesi Birinci Dünya Savaşı’ndaki Rus işgali yüzünden, Van Gölü yakınlarındaki Ernis köyünden Kadirli ilçesine bağlı Hermite köyüne göç etmek zorunda kalmış. Üç yaşındayken kurban kesen eniştesinin kayan bıçağıyla kazara sağ gözünü kaybetmiş, Dört yaşındayken caminin ortasında babası öldürülmüş. Köy ortamlarının bir geleneği olarak amcasıyla evlenen annesi tek hazinesi. İmkansızlıklar yüzünden ortaokuldan sonra okuyamamış. Fakat sevgiyle hasretle andığı Arif Dino sayesinde sistemli bir okuma yaparak edebiyatın şahikalarıyla buluşabilmiş. Ressam ve şair olan Dino’nun İstanbul’dan Adana’ya sürgün edilmesi yazar için büyük şans olmuş tabii.