Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 25-27 Ekim tarihlerinde Şehircilik ve Mutlu Şehir başlıklı önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. Şehri konuşurken aslında taşın toprağın arasında kendini inşa eden, gönlünde ne varsa işlerine de onu sızdıran insanı konuştuk dinledik. Belediye Başkanı Tahir Büyükakın 1997 büyük depremin üssü sayılabilecek şehrinde, fay hattına düşerek yani depremden ölen sadece bir kişi olduğunu açıkladı. Binlerce insanı deprem değil bina öldürmüştü. Verdiği küresel rakamlar da şehirler üzerine düşünürken kesinlikle yeni bir vizyona olan ihtiyacımızın kanıtıydı. Dünyada 250 milyon insan göçmen konumunda, 270 milyon insan depresyonda, 700 milyon kişi hareketsizlik hastalığı olan obeziteden muzdarip, yakın gelecekte insanların yüzde 70’i şehirlerde yaşayacak, 2050’de trafikteki taşıt sayısı 2. 5 milyarı geçecek ve milyonlarca insan doğal afetlerde ölüyor. Doğal afet dediğimiz olaylarda gezegenin haklarını fütursuzca ihlal eden insanın dahli nedir acaba. Gelecek kuşakları düşünmek şöyle dursun, kaynakları mirasyedi çılgınlığıyla tüketmenin, doğaya ve başka insanlara saldırganca yaklaşmanın sonuçlarıyla başbaşa bırakacağımız torunlarımızı nasıl bir gelecek bekliyor? Ekolojiyle ilgilenenlerin sıraladığı felaketler umurumuzda değil ama bedenimiz ayakta olsa da ruhumuz ölüyor farkına varmadan. Hava su ve toprağın kirlenmesi, ormansızlaşma, elektromanyetik kirlenme, çölleşme, iklim değişikliği, küresel ısınma, sera etkisi, asit yağmurları, ozon tabakasındaki incelme, biyolojik çeşitliliğin ve türlerin yokoluşu, genetik müdahaleler, nükleer enerjinin yarattığı riskler, nükleer bomba rezaleti, bu kadar çok silah üretilmesi, alınması satılması, yerküreyi inleten, insanları ve bütün canlıları yok eden savaşlar, bombalar.