Bilen dostlarımız vardır. İstanbul Fatih’te Akdeniz caddesinde yirmi yıl eczacılık yaptım. İlçenin çoğu sokağından defalarca geçmişliğim, kafelerinde dalgınca oturmuşluğum, camilerinde namaza durmuşluğum vardır. Fakat sürekli hız ve koşturmaca içinde bu güzel Suriçi beldesini ne kadar görebildim. Mahallelerinin sırrına ne kadar erebildim. Nabi Avcı anlatmıştı; Türkiye’nin önde gelen felsefecilerinden Takiyettin Mengüşoğlu liseyi Sivas’ta okumuş. Fakat ne zaman ki üniversite için Berlin’e gidip orada her hafta sonu çevre şehirlere tarihi kültürel gezilere katılmış, o zaman anlamış bir şehri görmenin ne olduğunu. Almanya’dan döndükten sonra Sivas’a gidince bu yeni gözüyle dolaşınca ancak görebilmiş şehrini. Gerçi içinde bir ömür bile geçirseniz, şehrin size ne zaman parıldayacağı hiç belli olmuyor. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla buluşmaya biraz erken varınca, onlarca defa koşar adım geçip gittiğim Keçeciler Caddesinin kısacık bir alanını yavaşlayarak görebilmenin mutluluğunu yaşadım.