Yol arkadaşımız Berrin havaalanından araba kiraladı, bu kez hiçbir görevle gelmedik sadece taş evlerin arasında, kadim topraklarda dolaşıp iyiliği gözlerimizle görmek ve iyileşmek istiyoruz. İlk durağımız Midyat. Gece vakti ıssız dar sokaklarda dolaşan kadınlarla olumsuz manada hiç kimse ilgilenmiyor. Parıldayan yıldızların lacivert duru gökyüzünün altında insan olmanın güzelliğiyle, tanımlanmadan işaret edilmeden, kadın şu bu olmanın korkusunu duymadan dolaşmak ne nimetmiş. *** Gün ağarınca aşağılara doğru inerken Zeynep’le ve kız kardeşiyle tanıştık. Evlerinin bahçesinde taş baskı yapan, nice desenler çizen, ürettikleri eşarpları, örtüleri, yastıkları şevkle satan güler yüzlü kadınlar. Anneleri kahve için ısrar eder, biz kıyamazken bağlarından taze gelmiş üzüm ikramında uzlaşıyoruz. Aile yüz yıllar önce Halep’ten gelip Midyat’a yerleşmiş. Anne bekar oğullarına ve kızlarına hayırlı bir eş bulunması için dua istiyor. Çocuk sayısını konuşmalardan sekiz olarak kestirmek mümkün.