Suriye halkının başından geçenleri anlamamız hiçbir şekilde mümkün değil. Ateş düştüğü yeri yaktı, gayrısı sadece bir parça dumanı görebilir, o da görebilirse. Dünyanın dört bir yanına dağılan mültecilerin neredeyse yarısı Türkiye’ye geldi. Lübnan Irak Mısır ve sonra daha uzaklar. Gaziantep ise eşi benzeri az görülür biçimde akına uğradı. Akrabaların varlığı, ekonomik imkanlar, coğrafi yakınlık, ne dersek diyelim 500 bini aşan mülteciyi kucaklamak mucize. Kimi mevzi gerginlikler yaşansa da şehrin büyük bir kardeşlik ve insaniyet duygusuyla bu kalbi yaralı insanları içine alabilmesi dünyaya ışık saçıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla davet edildiğim Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin bu konudaki çalışmalarına tanık oldum ki, üniversite ve toplum arasındaki geçişkenliklere işlevselliklere çok kıymetli bir örnek. Suriyeli kadınlarla birlikte idrak ettiğimiz birliğin yarattığı heyecan ve güzelliğin aklımdan çıkması mümkün değil. Üniversitenin siyaset bilimci hocalarından sevgili arkadaşım Emel Topçu ve arkadaşlarının 2017 yılında kurduğu KALMIREC (Göç, Nüfus, Eğitim ve İstihdam Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi) az zamana çok önemli işler sığdırmış durumda.