Hep aynı palavrayı dinlersin.
Telefonun hiç çalmaz.
Ama faturası gelir.
O hiç sekmez.
Unutmak istersin her şeyi, devlet seni unutmaz.
Belediye de.
Şarapnel gibi yağar faturalar, suratına suratına…
Doğalgaz, elektrik, su, salvo.
Kafanı çıkaramazsın.
Ev sahibi var bi de.
Ondan sıyırsan, apartman yöneticisi var.
Çünkü aidat diye bi şey var.
Parkta yatmıyorsun.
E Suriyeli değilsin ki, masraflarını sayın hükümetimiz ödesin.
Şunu farkedersin aniden, kafana dank eder…
Çalışırken bir ay 30 gündür, aheste aheste akar, işsizken bir ay
adeta üç gündür, o kadar çabuk gelir aidatlar, faturalar.
Ya da sana öyle gelir.
Ve, şunu da farkedersin aniden… Bir toplum var, işinde gücünde, bir
de sen varsın, sen dışardasın, sana ihtiyaç yok, baksana etrafına,
sen olmadan da gayet güzel devam ediyorlar hayatlarına.
Hatta, eskisinden daha neşeli bile oldukları söylenebilir.
Sen hariç, herkes gülümsüyor sanki, herkes mutlu.
Amaaaan, abartma.