“Kim bu?” desem…
Kırk yıl düşünün.
Aklınıza gelmez.
*
1919’da, İstanbul’daki işgal komutanlığı tarafından, Anadolu şehirlerine dağıtılan“Mustafa Kemal” fotoğrafı bu!
*
Kalpak değil, afilli fes takıyordu. Besili yanaklarıyla, fırfırlı papyonuyla, subay tıraşı yerine pofidik saçlarıyla, Anafartalar kahramanından ziyade, saray soytarısı damat ferit’e benziyordu.
*
“Ya istiklal, ya ölüm” diyeceğine, “gidelim serv-i revanım, yürü sadabade”diyecekmiş gibi duruyordu. Cephelerin sarışın kurt’u, salon fino’larını andırıyordu.
*
Çünkü…
Anadolu’da gazete yoktu.
Mustafa Kemal’in ismi biliniyordu ama, cismi bilinmiyordu.
Bu zavallı durumu kullanan işgal kuvvetleri, zihinleri bulandırmak için kara propaganda başlatmıştı. “Mustafa Kemal” diye yukarda gördüğünüz vesikalık fotoğrafı yayıyordu. Sahte fotoğrafla birlikte, sahte biyografi hazırlamışlardı, türlü yalanlarla doluydu.
*
Amaç?
Elbette, ahaliyi kandırmaktı.
“Peşinden gitmeye değmeyecek biri olarak tanıtmak”tı.
Direnişe zarar vermekti.
Bir kişi bile inansa, bir kişi bile tereddüte kapılsa, kârdı.