Başkan seçilecek.
Sene 1936…
Demokrat partili Roosevelt ile Cumhuriyetçi partili Landon
yarışıyor.
*
ABD'nin o tarihte en çok satan dergisi, bir milyondan fazla tirajı olan Literary Digest, kamuoyu araştırması yapmaya karar veriyor.
*
Öyle bir yöntem uygulayalım ki, kimseye hak geçmesin, adaletli olsun diye düşünüyorlar. Açıyorlar telefon rehberini ve ehliyet sahiplerinin listesini… Rehberde ve ehliyet listesinde yer alan vatandaşların adreslerine, istisnasız tek tek, sembolik oy pusulası gönderiyorlar.
*
Kaç kişiye gönderiyorlar?
10 milyon kişiye…
Bir de not ilave ediyorlar, “lütfen oyunuzu işaretleyin, postaneden
bize gönderin, gönderme işleminiz tamamen ücretsiz olacak, tüm
masrafı biz karşılayacağız” diyorlar.
*
Beklenenin çok üzerinde katılım oluyor, dörtte biri geri
geliyor.
2 milyon 400 bin kişi, bu anket için oy kullanıyor, postalıyor.
*
Sonuç ne çıkıyor?
Yüzde 59 Landon.
Yüzde 41 Roosevelt çıkıyor.
Dergi, sonuçları resmen açıklıyor.
Landon “tamamdır bu iş” diyerek, şişine şişine gezinmeye
başlıyor.
*
Ardından seçim oluyor.
Gerçek seçim.
a-aaa!
Roosevelt yüzde 61.
Landon yüzde 39 çıkıyor.
Landon kös kös evine gidiyor.
Roosevelt Beyaz Saray'a gidiyor.
*
Peki neden böyle oluyor?
Neden tam tersi çıkıyor?
Sosyal bilimciler inceliyor…
Şu yoruma varıyorlar.
O dönemde büyük bunalım'ın etkileri sürüyor, ekonomik kriz,
işsizlik, adaletsiz gelir dağılımı ülkeye kan kusturuyor. Bu kriz
ortamında otomobil ve telefon sahibi olanlar, tuzu kuru olanlar…
Cukkası sağlam olan bu mutlu azınlıkta “komünizm fobisi” var,
kızıllar iktidara gelecek diye ödleri kopuyor, bu korku yüzünden
sermayenin partisine sarılıyorlar, Landon'a oy veriyorlar. Literary
Digest'ın hemen hemen hiç ulaşamadığı garibanlar ise, oylarını
komple Roosevelt'e veriyor. Böylece, anket rezaleti meydana
geliyor.