Varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Aziz Sancar’ın yakasında Atatürk rozeti vardı, kravatı ise Osmanlı tuğrası motifliydi.
*
Bu sentezi Atatürkçülere laf sokma fırsatı olarak gören bazı dangozlar, “Cehape zihniyeti karşı çıkıyor ama, bak gördünüz mü, insan hem Atatürk’le hem Osmanlı’yla gurur duyabiliyor” dediler.
*
E yazalım da…
Ok’usunlar bari.
*
Sene 1933.
Cumhuriyet 10 yaşına basmıştı. CHP’nin o güne kadar herhangi bir
amblemi yoktu. Atatürk, 10’uncu yıl kutlamaları kapsamında,
vatandaşların yakasına takacağı bir amblem tasarlanmasını
istedi.
*
Bu tarihi görev, Gazi Terbiye Enstitüsü’ne verildi. Enstitü
yönetimi de resim-iş bölümünü kuran İsmail Hakkı Tonguç’u
görevlendirdi.
Almanya’da grafik eğitimi alan İsmail Hakkı Tonguç,
eğitimbilimciydi, köy enstitülerinin mimarı ve uygulayıcısıydı.
Kolları sıvadı.
*
Herkes merak içindeydi.
Acaba ne çizecekti?
Atatürk beğenecek miydi?
*
Atladı trene, İstanbul’a geldi, iner inmez Topkapı Sarayı’na koştu. Amblemde yeralacak olan eserleri tek tek seçti. Özel izinle paketledi, Ankara’ya getirdi. Oturdu masasına… O eserlerden esinlenerek, CHP’nin ilkelerini ve amblemini oluşturan “altı ok”u çizdi.
*
Evet…
CHP’nin altı oku, Topkapı Sarayı’nda sergilenen Osmanlı
oklarıdır.
*
(Kıyaslama yapabilmeniz için, Topkapı Sarayı’nın silah bölümünden bir fotoğraf veriyorum. İsmail Hakkı Tonguç’un hangi okları esas aldığı net olarak bilinmiyor ancak, benim gözlemlerime göre, CHP ambleminde yeralan oklardan biri, 2’nci Bayezid’e ait.)