1) Şırnak'ta şehit düşen Şanlıurfalı onbaşı Kasım'ın çocukları,
iki yaşındaki Zeliha'nın çorapları yırtık pırtıktı, üç yaşındaki
Güneş'in çorabı bile yoktu.
2) Hakkari Çukurca'da 16 şehit verdiğimiz karakol baskınında sol
bacağını kaybeden İzmirli Bülent'in haciz konulan ve faiziyle
birlikte geri istenen protezi.
3) Hakkari Yüksekova'da mayına basarak iki bacağını kaybeden
Bursalı gazi Selçuk'un, akil adamlar toplantısında, akil adamların
kafasına fırlattığı protezi.
4) Hrant Dink'in ayakkabısı, tabanı delikti, kalemini satıp ballı
kredilerle villa kapacağına, 10 senedir aynı ayakkabıyı
giyiyordu.
5) Danıştay'da, görevi başında katledilen Mustafa Yücel Özbilgin'in
ayakkabısı, 35 senelik hakimdi, malum, o maaşla ne uzarsın ne
kısalırsın, anca çocuklarını namusunla büyütürsün, bu nedenle
değiştirememişti, devamlı giyilmekten köselesi erimişti.
6) Adapazarı'nda bir marketin arka sokağı… Çöp konteynerine
boşaltılan bozuk sebze meyveyi, beline kadar konteynerin içine
sarkarak toplamaya çalışan bir annenin kara lastik
ayakkabıları.
7) Denizli'deki tekstil işçilerinin çıplak ayakları… İşten
atıldılar, üç senedir haklarını alamıyorlardı, hiç kimse
ilgilenmiyordu, dertlerini anlatamıyorlardı, belki bi Allah'ın
kulunun dikkatini çeker diye yalınayak protesto gösterisi
yaptılar.
8) İsmi Gül, yedi yaşında, Van'ın Ortanca köyünde 23 Nisan Çocuk
Bayramı'nda Hadise'nin düm tek tek şarkısı eşliğinde dans ediyor,
önden bakınca çizmeye benziyor, arkadan bakınca topukları yok.