Çünkü, kendisi gibi “dinsiz” ilan edilen komşularımız Orhan amca
ve Sabri amcayla birlikte bütün mahalle sakinlerini bayram
namazında tembihler, bizimki dahil, hepsinin kurban derilerini
mahalledeki parkta toplar, cebinden para harcayarak kilo kilo
tuzlar, Türk Hava Kurumu’na ait kamyonetin gelmesini beklerdi.
Bazen neredeyse hava kararıncaya kadar, akşamüstü saatlerine kadar
sürerdi nöbetleri… Türk Hava Kurumu kamyoneti anca gelirdi.
Derileri başkası kapmasın diye tuvalete bile sırayla
giderlerdi.
Bu arada, tarikatlerin cemaatlerin dinci derneklerin badem bıyıklı
elemanları vızır vızır dolaşırdı sokaklarda… Türk Hava Kurumu’nun
kamyoneti gelene kadar en az yirmi defa tur atarlardı.
Ve, mahallenin kurban derilerini kendilerine kaptırmayan, ısrarla
Türk Hava Kurumu’na bağışlayan babalarımıza “dinsiz” derlerdi.
★
Türk Hava Kurumu, milli gururumuzdu, Atatürk’ün emanetiydi.
★
Sonra bunlar iktidara geldi.
★