Türk tekstilinin temeli kabul edilen Nazilli Sümerbank
fabrikası, 1937’de bizzat Atatürk tarafından açıldı.
2 bin 500 kişi çalışıyordu.
İşçilere balo düzenleniyordu, danslar ediliyordu. 700 kişilik
sinema salonu vardı, tiyatro salonu vardı, haftada altı gün film
gösteriliyordu. İşçilerin tiyatro kulübü vardı, müzik grubu vardı,
korosu vardı, fabrikanın radyosu vardı, fabrikada piyano vardı.
Resim-heykel sergileri açılıyordu, bahçesinde havuz, havuzun içinde
bronz kadın heykeli vardı. Spor kulübü vardı. Türkiye’nin ilk
alttan ızgaralı futbol sahası oradaydı, basketbol-voleybol sahası
vardı, güreş minderi, boks ringi, tenis kortu vardı, paten pisti
vardı, bisiklet parkuru vardı. Ameliyathaneli, laboratuvarlı, 40
yataklı hastanesi vardı, eczanesi vardı. İlkokulu vardı, kadın
işçilerin bebişleri için kreş vardı, 1937’den bahsediyoruz… Giyecek
kooperatifi vardı, fırını vardı. İşçileri şehirden fabrikaya
getirip götürmesi için mini treni vardı. Kendi enerjisini kendi
üretiyordu, santrali vardı, Nazilli’ye elektrik veriyordu. Fabrika
bünyesinde, Nazilli halkına, özellikle genç kızların meslek
edinmesi için ücretsiz kurslar düzenleniyordu, okuma yazma kursu
veriliyordu. Çevre köylere sağlık personeli gönderiliyordu,
hastalar tedavi ediliyor, ücretsiz ilaç veriliyordu, bölgedeki
sıtma salgını, fabrikanın sağlık ekibi tarafından kurutuldu.
İşçilerin 264 dairelik, bin kişilik lojmanı vardı. Hamam vardı,
Nazilli halkına da açıktı. Altı ayda bir yöre halkına ücretsiz
basma dağıtılıyordu.
★
Akıl’la zeka’yla kurulan bu muhteşem fabrika için tek kuruş
ödemedik.
Devletin kasasından, milletin kesesinden tek kuruş çıkmadı.
★
Domates, biber, patlıcan, kabak, portakal, mandalinayla ödedik!
★