İzmir’de bir mağza vardı.
Moblyacı.
Vitrinnde devasa boyutlrda pankartla “Kapatıyoruz” yazyordu.
Kapatıyoruz’u gören içeri dalyordu.
Batan gemnin malları hesabı, piyasann en uygun fiyatı olsa olsa
mağzasını kapatan mağzadadır diye düşnülüyordu.
Bir ay geçti.
İki ay gçti.
“Kapatıyoruz” yazan mağza hınça hınç doluyor, şakır şakr mal
satıyor, biz açığız diyen mağzalar sinek avlıyordu.
Üç ay geçti.
Dört ay gçti.
“Kapatıyoruz” yazan mağzanın kapattığı mapatığı yoktu, aksine ciro
rekoru kıryordu, şehrin en ünlü mobilya mağzası olmuştu.
Konu komşu birbrine anlatıyodu, fırsat bu fısat, aman kapatmadan
gidin sandalye sehpa filan ne lazmsa kapın deniyodu.
Öbür mağzaların şikayeti ayyuka çıkınca mobilyaclar odasından bir
heyet, “Kapatıyoruz” yazan mağzaya gitti… “Kardeşim, kapatıyoruz
kapatıyoruz diyosunuz, kapatığınız mapattığınız yok” denildi.
“Kapatıyoruz” yazan mağzanın sahibi ne dedi biliyor musunuz…
“Kardeşim, benim mağzamın ismi Kapatıyoruz, yoksa kapattığımız
mapattığımız yok” dedi!
Meğer… Kapatıyoruz’un sahibi Patent Enstitüsü’ne gitmiş ve
markasını Kapatıyoruz diye tescil ettirmişti.
Yani aslında, kapattığı mapatığı olmadığı gibi, kapatmaya mapatmaya
da niyeti yoktu.
Hatta, kendisini “uyanık” zanneden, “ucuza kaptığını” zanneden
sayın ahalimiz sayesinde İzmr’e sığmamış, başka başka şehrlere de
yeni yeni Kapatıyoruz mağzaları açmıştı!
★
Asrın damadımızın açıkladığı enflasyonla topyekün mücadele programı, budur.