Zart diye tutukladılar, ciğerlerinden hastaydı, Tekirdağ devlet hastanesine sevkedildi, gayet iyisin denildi, cezaevine geri gönderildi, durumu kötüleşti, bunun psikolojisi bozuk denildi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevkedildi iyi mi… Psikiyatrik muayene neticesinde, böbrek yetmezliği teşhisi konuldu! Cezaevine geri gönderildi, komaya girdi, Yedikule araştırma hastanesine sevkedildi, turp gibisin denildi, cezaevine geri gönderildi, Bayrampaşa devlet hastanesine sevkedildi, oradan Haseki hastanesine havale edildi, maşallahın var denildi, cezaevine geri gönderildi, şuuru kapandı, tekrar Bayrampaşa devlet hastanesine sevkedildi, aslanlar gibisin denildi, cezaevine geri gönderildi, bitkisel hayata girdi, o haldeyken Tekirdağ cezaevine sevkedildi, canlı cenazeydi, Tekirdağ devlet hastanesine sevkedildi, oradan Trakya üniversitesi tıp fakültesi hastanesine sevkedildi, nihayet lütfedip teşhis konuldu, tüh be kansermiş denildi, ne akciğer kalmıştı, ne kemik, ne beyin… Ölüm döşeğinde tahliye ettiler, dört gün geçmedi, son nefesini verdi.
*
Kuddusi Okkır’dı.
*
“Ergenekon terör örgütünün kasası” diye tutukladılar, yandaş medyada “zengin işadamı” diye tanıttılar, tedavi imkanı vermediler, hastane hastane süründürdüler, alay eder gibi “sağlıklı” raporları verdiler, ailesi çırpındı, yalvardı, yok kardeşim, ölene kadar bırakmadılar, cenazesini kapının önüne koydular.