Mustafa Kemal Atatürk…
Önce CHP’yi sonra Cumhuriyet’i kurdu.
İdam fermanı çıkarıp becerememişlerdi.
Beş defa suikast düzenlediler.
Uyurken vurmayı denediler, otomobilinde vurmayı denediler, kaldığı
oteli dinamitle havaya uçurmayı denediler, Meclis’te üzerine bomba
atmayı denediler, biri de İzmir’deydi… Kemeraltı’da bombalı saldırı
planlamışlardı, makam otomobili geçerken karşılıklı iki dükkandan
el bombalarını fırlatacaklar, üstüne çapraz ateş açacaklar, yan
sokakta bekleyen otomobile atlayıp Urla yönüne kaçacaklar, balıkçı
motoruyla Sakız adasına geçeceklerdi. Beceremediler.
★
İsmet İnönü…
CHP’nin ikinci genel başkanıydı.
Suikast düzenlediler.
1964’te başbakanlık binasından çıkarken yakın mesafeden üç el ateş
edildi. Mermiler makam otomobiline, İnönü’nün oturduğu tarafın
kapısına saplandı. Tetikçi, Kayseri’de Sümerbank bez fabrikasında
elektrik teknisyeni olarak çalışıyordu, kalbimden hastayım diyerek
sekiz günlük rapor almış, güya tedavi için Ankara’ya gelmişti. Olay
yerinde yakalandı, kendisine yardım eden dört kişi vardı. Bazı
“sohbetler”den etkilenerek İsmet İnönü’yü öldürmeyi “kutsal bir
görev” olarak gördüğünü söyledi, öylesine doldurulmuştu ki,
İnönü’ye karşı hissettiği nefret, saplantısı haline gelmişti.
Milli mücadele kahramanı, gazi, İsmet İnönü neler görmüştü… Günlük
programını bile bozmadı, “suikastten korkarsan, her duvarın dibinde
gölge görürsün” dedi, şikayetçi bile olmaya gerek duymadı.
Tetikçi 20 yıl hapis cezası aldı, 1971’de Tunceli cezaevinden firar
etti, belli ki birileri ısrarla kurtarmaya çalışıyordu, beş ay
sonra yakalandı.
★
Bülent Ecevit…
CHP’nin üçüncü genel başkanıydı.
Yedi defa suikast düzenlediler.
Biri İzmir’deydi… Kıbrıs Fatihi, İzmir Çiğli Havalimanı’na inmişti,
tek el ateş edildi, mermi Ecevit’i ıskaladı, Robert Kolej’den beri
arkadaşı olan Mehmet İsvan’ın bacağına saplandı, yara ağır değildi
ama, Mehmet İsvan komaya girdi, çünkü o mermi, Türkiye’de
kullanılmayan, içinde kimyasal barındıran, görülmemiş bir mermiydi.
Tabanca Amerikan malıydı, Türk emniyetine üç adet hibe edildiği
ortaya çıktı, Amerikan tabanca firması çok mahçup (!) oldu, Mehmet
İsvan’ı İsviçre’ye götürdüler, tedavi masraflarını üstlendiler.
Tetikçi, polisti…
Çiğli karakolunda görevliydi.
Yanlışlıkla ateş aldı filan denildi, güya soruşturma açıldı, tetiği
çeken polis serbest bırakıldı, güya yargılama yapıldı, oradan
tıkandı buradan tıkandı, üstü örtüldü.
★