Aslında her şey “İstanbul’u Londra yapacağız” dediklerinde başladı.
★
Londra ayaklarıyla çift katlı otobüs getirdiler.
Küçük bi pürüz vardı…
Londra’da trafik tersten akıyor, duraklar solda, dolayısıyla ithal ettikleri çift katlı otobüslerin kapıları da soldaydı.
E, İstanbul’da sağdan gidecekler, duraklar da sağda…
Hadi bakalım, eşşek yükü para ödedikleri gıcır gıcır otobüslerin soldaki kapılarını söktüler, kaynakla parça ekleyip kapattılar, sağ tarafı kaynakla kesip, soldan sökülen kapıları sağa taktılar.
Oldu sana Londra!
★
Yolun ortasına yol yaptılar.
Durakları da, yolun ortasına yaptıkları yolun ortasına diktiler.
Küçük bi pürüz vardı…
Çift katlı otobüslerin kapısını soldan söküp sağa taktıkları için, yolun ortasına diktikleri duraklar da, çift katlı otobüslerin solunda kaldı!
İndirmeye bindirmeye yanaşamıyorlardı.
Düşündüler taşındılar.
Hadi bakalım, trafiğin akışını ters yönden yürüttüler, çift katlı otobüsleri yolun sağından değil, solundan götürmeye başladılar.
Oldu sana tam Londra!
★