Nezihe Muhiddin.
Her kadının mutlaka tanıması gereken kadındır.
1889’da İstanbul’da doğdu, Farsça, Almanca, Fransızca öğrendi, fen
öğretmeni oldu, edebiyata yöneldi, 20 roman, 300 kadar öykü, piyes,
operet, senaryo yazdı. 15 Haziran 1923’te henüz Cumhuriyet ilan
edilmeden önce kadın şurası topladı, henüz Cumhuriyet Halk Fırkası
bile kurulmadan önce, 13 kadınla birlikte Kadınlar Halk Fırkası
adıyla siyasi parti kurma kararı aldı, cüretkar bir adım atarak,
resmi kuruluş dilekçesini verdi. Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi
partisi olacaktı. Ancak… O dönemin seçim kanununa göre kadınların
siyasi temsili mümkün olmadığı için, parti kuruluşuna izin
verilmedi. Kadınlar Halk Fırkası, Türk Kadınlar Birliği adıyla
derneğe dönüştü. Atatürk’ün eşi Latife Hanım tarafından da açık
şekilde desteklenen Türk Kadınlar Birliği’nin kurucu başkanlığını
Nezihe Muhiddin üstlendi, Türk Kadın Yolu dergisini çıkardı, erkek
egemenliğine karşı, bağnazlığa karşı bayrak açtı. 1925’te Halide
Edip’le birlikte milletvekili adayı oldu. Kadınların seçilme hakkı
olmadığını elbette biliyorlardı, amaçları TBMM’yi etkilemek,
toplumu daha duyarlı hale getirmekti. Kadın mitingleri düzenledi.
“Biz Türk kadınları toplumsal ve siyasal hayatta hakettiğimiz yeri
almalıyız, önce Türk kadınlarını bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz,
onlara daha fazla şey istemelerini ve bunlara nasıl ulaşacaklarını
anlatmalıyız, amacımız Türkiye’de kadın ve erkeğin toplumsal,
ekonomik ve siyasal eşitliğidir” diyordu.
*
Nezihe Muhiddinlerin çabası 1934’te meyvesini verdi. Türk kadınları seçme seçilme hakkını elde ettiğinde, Fransa, İtalya, İsviçre, Japonya gibi, dünyanın pekçok uygar ülkesinde böyle bir hak yoktu. Atatürk devrimi, Türk kadınını her alanda “eşit birey” haline getirmişti.