Einstein’ın izafiyet teorisini ilk duyduğumda ilkokul dördüncü sınıftaydım. Milli Kütüphane’ye kaydolmuştum, harıl harıl Jules Verne okuyordum. Bilimkurgu merakım vesilesiyle Einstein’ın varlığından haberdar olmuştum. Hele “ikizler paradoksu”nu duyduğumda aklım yerinden çıkmıştı. Elbette bilimsel mantığını o yaşta kavrayabilmem mümkün değildi ama, galiba Doğan Kardeş’teydi, çocukluğumuzun bilgi hazinesi olan efsane dergide, gayet basit bir çizgi anlatımla, macera filmi gibi özetlenmişti…
Ahmet ve Mehmet adında ikiz kardeşler vardı, 30 yaşındaydılar, Ahmet uzay aracına biniyor, saatini ve takvimini sıfırlıyor, marşa basıyor, uzayın derinliklerine doğru ışık hızıyla 2.5 yıl gidiyor, 2.5 yıl sonra dümeni kırıyor, aynı rotada yine ışık hızıyla 2.5 yıl geri geliyor, dünyaya vardığında ömründen 5 yıl geçmiş oluyor, 35 yaşında oluyordu… İkizi Mehmet ise, sizlere ömür’dü, çünkü Ahmet gidip gelene kadar, dünyada 110 yıl geçmiş oluyordu.
★
Uzay ve zaman, göreceliydi.
Farklı gözlemciler için farklı hızlarda akıyordu.
★