Kandil’i vurduk.
Gene.
*
(google’a girin, tıklayın, 718 bin defa “Kandil vuruldu” haberi var.)
*
Hakkari’ye ver sırtını.
Elini gözüne siper et.
Güneye doğru, tee uzağa bak…
İşte o zirvesi karlı dağ, Kandil.
*
Yarısı Irak’ta, yarı İran’dadır.
İran-Irak sınırı, tam ortadan böler.
*
(Hani bizim gazeteler sık sık “İran bizden önce Kandil’i vurdu” filan diye yazar ya… İnsan üzülüyor okuyunca… Çünkü, İran’ın Kandil’de vurduğu yerler, İran toprağıdır. Yani, bizim Cudi’yi vurmamız gibi bir şeydir. Ama, gazetelerimiz öyle bir yazar ki, zannedersin adamlar bizim giremediğimiz Irak’a girdi. Neyse…)
*
Türkiye’ye en yakın noktası 89.5 kilometre. Kuş uçuşu bu kadar. Karadan 110 kilometreyi buluyor. Nişantaşı-Cihangir cafelerinde trekking tabir edilen doğa yürüyüşünü yapamazsın o güzergahta, zırhlı lazım… Toma’dan su fışkırtmaya benzemez, tank lazım.
*
Gelmişken temizleyivereyim şuraları dersen… Etrafını sarman lazım. Dağın oturduğu coğrafya gereği, beşgen şeklinde sarman lazım. Ama, unutmamak da lazım, beşgenin üç bacağı İran tarafında… Ya İran’a da gireceksin, ya da İran’dan rica edeceksin, hatırımız için o tarafı tutacaklar ki, teröristler kaçmasın. Irak tarafında tutman gereken mesafe, 300 kilometrecik!