İncecik iplikle bileğime bağlanmış kırmızı balonu, sanki dünya avucumdan kayıp gidiyormuş gibi elimden kaçırdığım, kısa pantolonlu yıllarımdı…
İzmir Fuarı’nın püfür püfür imbat esen yaz gecelerinde Cem Karaca’nın lacivert gökyüzüne işçisin sen işçi kal diye haykırdığı, Barış Manço’nun lambaya püfff dediği, Devekuşu Kabare’nin gülmekten kırıp geçirdiği, muavinli dolmuşçuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı, çamaşır makinelerinin merdaneli olduğu yıllardı.
Sabahın ilk ışıklarıyla, annem ve bütün komşu teyzelerle beraber kadınlar matinesine gitmiştik iyi mi…
7-8 yaşlarındaydım, annem beni evde tek...