Sıcak bir yaz gecesiydi.
19 Temmuz 20'sine dönüyordu.
Ay batmıştı.
Zifiri karanlıktı.
Işıkları sönük bir balıkçı teknesi pata pata pata, Akdeniz'in sularını yarıyordu.
Karaya üç kilometre mesafede durdu.
10 kişiydiler.
Elit birliğimizin lideri üsteğmendi.
“Vakit tamam” dedi.
Üzerlerinde kamuflaj, ayaklarında postal, sırtlarında su almasın diye naylonlara sarılmış hafif silahları ve mühimmat vardı.
Baktı şöyle ekibine, sözler yetersizdi, sarıldılar kucaklaştılar, olur a yakalanırlarsa teslim olmayacaklardı, helalleştiler.
Suya atladı.
....