Hoşgeldin.
- Hoşbulduk.
- Geç otur şöyle lütfen… Sana yüzkarası, seviyesiz, gönlü mühürlü, vicdansız dediğim için kusura bakma, miting atmosferi malum.
- Rica ederim, sen de sana hırsızların hamisi, omurgasız, utanmaz, cahil, yalancı, zavallı dediğime bakma lütfen, gönül koyma.
- Yok canım, siyasette küslük olmaz… Sen bana kukla başbakan, emir kulu, IŞİD kafalı deyince, ben de sana mecburen bonzai muhalefet, pensilvanya maşası, katil Esed’in en yakın arkadaşı, DHKP-C’nin avukatı, molotofçu demek zorunda kalmıştım… Ne ikram edebilirim?
- Orta kahve zahmet olmazsa… E tabii sen bana paralel çete mensubu, kitap okuma özürlü, intihalci, Kandil’le işbirliği yapıyor deyince, bana da haliyle, PKK’nın tutsağı, bilgisiz, çapsızlığıyla tanınıyor, dünya buna kıçıyla gülüyor demekten başka çare kalmamıştı… Bu kadar lafın üstüne, bi bardak da soğuk su rica edebilir miyim?
- Hay hay… Bi ara sana eli kanlı darbeci, cani ruhlu filan demiştim, kurban olayım kırılma, hakaret olarak şeyetme yani.
- Canın sağolsun… Senin için ahlak yoksunu dememe cevap vermeyip, mevzuyu uzatmadığın için asıl ben sana teşekkür ederim.
- Milleti de üzüyoruz bu halimizle.
- Halk da kahroluyor.