Osman Çakmak.
Komandoydu.
Kara kış, saat sabahın beşi, Şırnak’ın ürkütücü görünümlü Besta
Vadisi’ni yoğun sis kaplamıştı, göz gözü görmüyordu, üstüne
bardaktan boşanırcasına sağanak başladı, termal kameralar
çalışmıyordu, mayına bastı, sol bacağı diz altından koptu, öğle
saatlerinde helikopter gelene kadar o halde direndi, Diyarbakır’a,
oradan GATA’ya götürdüler, ameliyat üstüne ameliyat, 10 sene
kardeşim, 10 sene sürdü tedavisi… Bir gün, dönemin genelkurmay
başkanı Yaşar Büyükanıt geldi rehabilitasyon merkezine, gazilerle
sohbet ediyordu, Osman koltuk değneğiyle öne çıktı, “komutanım ben
iyileştim, lütfen yardımcı olun, gene bölgeye gitmek istiyorum”
dedi… Komutanın gözleri buğulandı, elini omzuna koydu, “vatan
görevi illa vuruşarak olmaz oğlum” dedi, “vatan için mücadeleye
devam etmek istiyorsan, futbol oyna, ay yıldızlı formayı o şekilde
taşı.”
*
Alican Kuruyamaç.
Trafik kazası geçirdi.
Sağ bacağı diz üstünden kesildi.
Muhammed Yeğen.
Bir bacağı kısa doğdu.
Rahmi Özcan.
Sağ bacağı doğuştan sorunluydu, 12 defa ameliyat oldu, dizden
kesildi.
Feyyaz Gözüaçık.
Doğuştan bir bacağı yok.
Serkan Dereli.
Doğuştan bir bacağı yok.
Barış Telli.
Henüz dört yaşındayken trafik kazası geçirdi, sağ bacağı gitti.
Fatih Şentürk.
Motosiklet merakı, kaza, sol bacağı gitti.
Fatih Karakuş.
Çocukken yüksek gerilim hattına dokundu, sol kolu yok.
Selim Karadağ.
Bebekken yanlış iğne yapıldı, kolu gelişemedi, kısa kaldı.
Kemal Güleş.
11 yaşındayken mahallede arkadaşlarıyla oynuyordu, bir inşaat
yıkımı vardı, onu seyrediyorlardı, kepçe aniden yuvasından fırladı,
üstüne düştü, sol bacağını dizüstünden kaybetti.
Ömer Güleryüz.
Bebekken havale geçirdi, sol bacağı gelişemedi, kısa kaldı.
Mehmet Yunsur.
Çocukken tarlada ayağını saman makinesine kaptırdı, koptu.