Yine böyle mayıs ayıydı.
Ilık bir bahar akşamıydı.
Ankara’daki ABD büyükelçiliğinin bahçesindeki koltuklarda seçkin misafirler oturuyordu.
Sinema perdesi kurulmuş, ışıklar kapatılmıştı.
Celal Bayar, Adnan Menderes, iktidardaki Demokrat Parti’nin bakanları, ellerinde kadehler, suratlarında gururlu birer gülümseme, film seyrediyorlardı. Başrolde, cumhurbaşkanımız vardı.
ABD başkanı Eisenhower çağırmış, Celal Bayar derhal uçakla İngiltere’ye gitmiş, oradan yola çıkan Mauretania isimli gemiye binmiş, ABD’ye varmıştı.