Asrın liderimiz Tübitak ödül töreninde konuştu, “uzay yarışında en ön saflarda olacağız, birilerinin Neil Armstrong'u varsa, bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var” dedi.
Aslına bakarsanız, Neil Armstrong'dan çoook önce bizim Selim Hamit'imiz vardı zaten.
1959 yılıydı.
NASA'nın kurulmasından hemen bir yıl sonraydı.
Hollywood yüzünü uzaya dönmüştü.
“Twelve to the Moon” çevrildi.
Bilim kurgu filmiydi, ay'a giden 12 astronotun macerasıydı.
Ekip farklı farklı milletlerden oluşuyordu.
Biri siyahi üç Amerikalı vardı, diğerleri Rus, Alman, Japon, İsveçli, Fransız, İngiliz, Polonya kökenli İsrailli, Brezilyalı ve Türk'tü.
Türk astronot Muzaffer Tema'ydı.
Doktor Selim Hamit rolündeydi.
Ay'a giden ilk Türk'tü.
Alt tarafı film denilemezdi… Çünkü, ABD'nin küresel vizyonunu beyaz perdeye yansıtan Hollywood'un dünyaya bakış açısını gösteriyordu.
1959 yılı itibariyle “uzaya gitse gitse anca bu milletler gider” diye düşünmüşlerdi. “Türkler mutlaka gider” diye düşünmüşlerdi.
Hollywood'un “uzaya gitse gitse anca bu milletler gider” diye tahmin ettiği 1959 yılında, Yuri Gagarin'in uzaya çıkmasına daha iki yıl vardı.
Neil Armstrong'un aya ayak basmasına daha 10 yıl vardı.
ABD'de milyonlarca İtalyan yaşamasına rağmen, onlarca İtalyan aktör olmasına rağmen, astronotlar arasında İtalyan yoktu.
Çinli yoktu.
Kanadalı yoktu.
Avustralyalı yoktu.
ABD'deki Latin nüfusun ezici çoğunluğuna rağmen Meksikalı yoktu.
Koreli, Danimarkalı, Hollandalı, İspanyol astronot yoktu.
Ama, Türk astronot vardı.