Bana sorarsanız, ramazan davulcularının gecenin karanlığında sokak sokak dolaşarak ısrarla davul çalmasına artık hiç gerek yok…
Çünkü, kendisine ait fabrikaları limanları madenleri satılırken ayakta uyuyan bir milleti, dünyanın hiçbir davulu uyandıramaz.
Geçmediği köprüye, girmediği tünele, uçmadığı havalimanına, görmediği otoyola şakır şakır para öderken, o paraları bizzat ödediğinin farkında olmayıp, adeta uyurgezer gibi dolaşan bir milleti, davulu boşver, trampet takımı getirsen uyandırabilir misin?
İthal ineği ithal samanla beslerken, ay’a gideceğiz diye seviniyor, bir liralık elektrik kullanıp altı misli fatura öderken, dünya dengelerini değiştirecek kadar doğalgaz bulduk sanıyor, askıda ekmekle iftar açarken, Almanya bizi kıskanıyor zannediyor, Türk liramızın düşebilecek en değersiz seviyeye düştüğünü bizzat hazine bakanımız açık açık söylerken, paramız değer kazandı diye halay çekiyor.
Marul 20 lira kardeşim… Hâlâ “şahlanıyoruz rüyası” gören bir milleti, yatak odasında perküsyon konseri versen uyandırabilir misin?
Türkiye'de her dokuz kişiden biri kaçak göçmen olmuş, silahsız işgalle şehirlerimiz istila edilmiş, İstanbul'da Şam'dan fazla Suriyeli yaşıyor, Hatay gibi hayati bir şehrimizde Türk nüfus azınlığa düşmüş, kamyon kasalarından Afgan taburları indiriliyor, parayı bastırana vatandaşlığını satıyorlar, Arap emlakçılar İstanbul'u satıyor…
Memleketin feci gidişatını düşünmekten aklı başında insanların gözüne uyku girmezken, mışıl mışıl uyuyanların, kıçında pireler uçuşanların, kulağına darbuka dayasan fayda eder mi?