Henüz 25 yaşındaydı.
Babasını kaybetti.
Babasının prensesiydi.
Ailenin tek çocuğuydu.
Sektöründe Avrupa'nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık
devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı.
Cesareti vardı ama, tecrübesi yoktu. Üstelik, babası ona daima
nasihat ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam
çorbasını içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç
kalıyorsa, sen de aç kal” derdi. Bu sözler kulaklarında çın çın
çınlıyordu, altında ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı
vardı, pişmesi gerekiyordu. Şirketin yönetimini aile dostlarına ve
profesyonellere bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi
olarak katıldı. Öğrendi, öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır
hissetti. Direksiyona geçti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna
oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes kemerleri sıkmaya gayret ederken, o
tam tersini yaptı, Türkiye'ye olan güveniyle yatırımını arttırdı,
herkes küçüldü, o büyüdü. Babasının kendisine bıraktığını ikiye
katladı, fabrika sayısını dörde çıkardı, çalışan sayısını üçe
katladı. Vergi rekortmenleri listesinin değişmez ismi oldu.
Türkiye'nin en güçlü 50 işkadınından biri oldu. Babasının vasiyeti
gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal sorumluluk
projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat
eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile
Bakanlığı'yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata
geçirdi, kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına
kazandırdı. Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon
kanalının reklam kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım
dakika boyunca simsiyah karartı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri
karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil,
toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı.
Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte
görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak, bu sorunu
ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle… Kadına yönelik
şiddete dur demek için atılan her adımda yeraldı, her projeye katkı
sağladı, para harcadı, mesai harcadı. Şiddet mağduru 12 kadının
hayat hikayesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli uluslararası
farkındalık projesine İstanbul'da evsahipliği yaptı. Tübitak ve
Boğaziçi Üniversitesi'yle birlikte yoksul kız çocuklarımız için
Bilim Kampı düzenledi.
*