Yaşı 50 civarında olanlar eminim gayet iyi hatırlar, Dallas modası vardı.
Güya “pembe” diziydi ama, ihtiras, ihanet, intikam, yalan, iftira, her türlü alavere dalavere yaşanıyordu, yayınlandığı akşamlar sokağa çıkma yasağı gibi olurdu, herkes ekrana yapışırdı.
Ailenin büyük oğlu Ceyar, kötü niyet kavramının vücut bulmuş haliydi, hayatı entrikaydı, sadece petrol piyasasındaki rakiplerini mahvetmekle kalmıyor, sinsi sinsi sırıtarak babasını bile hortumluyordu.
Salgın gibi yayıldı.
Memlekette nerdeyse bütün tabelalar değişti, Dallas kafe, Dallas kuaför, Dallas market peydah oldu, Dallas eczanesi bile...