Vatani görevini deniz kuvvetlerinde yaptı… “Bahriyeli” olarak askere alındı, 20 gün sonra elverişsiz raporuyla tezkere verildi.
1980 yılında ağustos ayında İzmir Fuarı'nda sahnedeydi, seyircilerin tezahüratı üzerine göğüslerini açtı, vay sen misin açan, savcılık da soruşturma açtı, tutuklandı, Buca cezaevine atıldı.
Hapiste sadece 44 gün kaldı ama, o arada 12 Eylül darbesi oldu, Kenan Evren'in talimatıyla sahneye çıkması yasaklandı.
Londra'da ameliyat oldu, kadın oldu, nüfus kütüğündeki “erkek” kaydının değiştirilmesini talep etti, tarihimizde bu talepte bulunan ilk kişiydi. Ama, sayın hukukumuz kabul etmedi, kadın bile olsan illa erkek kalacaksın denildi, pembe nüfus cüzdanı verilmedi.
Pembe nüfus cüzdanı alabilmek için dava açtı, dört defa Yargıtay'a geldi, Yargıtay her defasında reddetti. Yargıtay kararında “kanuna karşı hile kapısı aralanmış olur, eşinden boşanamayanlar cinsiyetini değiştirerek boşanabilir, askerlikten kurtulmak isteyenler cinsiyet değiştirebilir, kadınlara tanınan erken emeklilikten faydalanmak isteyenler cinsiyet değiştirebilir” denildi!
Yani sayın hukukumuza göre… Eşinden boşanamayan erkekler ameliyatla kadın olabilirdi! Erken emekli olmak isteyen erkekler, ameliyatla kadın olabilirdi! Bu mantıklı (!) gerekçelerle pembe nüfus cüzdanı verilmedi.
Turgut Özal iktidar oldu, hem sahne yasağını kaldırdı, hem pembe nüfus cüzdanını verdi. Bir cumhurbaşkanına göre erkek'ti, bir başka cumhurbaşkanına göre kadın'dı. Sayın ahalimizin yüzde 92 oranında evet dediği anayasaya göre erkek'ti, sayın ahalimizin yüzde 92 oranında evet dediği aynı anayasaya göre kadın'