Değerli milletvekilleri…
Otizm, doğuştan gelen gelişimsel bir bozukluktur. Çocuk yetiştirme
özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hiçbir ilişkisi
yok. Her toplumda, farklı coğrafyalarda rastlanıyor.
★
Otizmli çocukların dış görünüşleri diğer çocuklardan farklı değildir. Siz otizmli bir çocuğa sarıldığınızda o size sarılmayabilir. Siz onun gözlerinin içine baktığınızda, saatlerce baktığınızda, o size sanki küsmüş gibi, gözlerinizin içine hiç bakmayacaktır. Ya da siz ona oyuncaklar aldığınızda, o sizin aldığınız oyuncaklarla hiç ilgilenmeyecek, sade, basit, kendine ait oyuncuklarıyla ilgilenecektir.
★
Biz bu çocukları göremiyoruz. Çünkü aileleri mecbur kalmadıkça bu
çocukları dışarı çıkarmıyor. Çıkarsa da
kimseye gözükmemeye çalışıyor. Neden böyle davranıyor? Çünkü
toplum, bu çocukları ve otizmi bilmiyor.
Aileleri tarafından iyi terbiye edilmemiş çocuklar olarak
değerlendiriyor. Bu çocukları ve ailelerini yargılıyor,
dışlıyor.
★
Mesela bir uçak yolculuğundasınız, çocuğun ani bir davranışı
üzerine bütün gözlerin o çocuğun üzerine
yoğunlaştığını düşünebiliyor musunuz?
İşte duygusal bakımdan çok yoğun olan bu çocuklar, bu anlamsız
bakışlar nedeniyle daha da hırçınlaşıyor.
Aileler bu nedenle çocuklarıyla birlikte evlerinde hapis hayatı
yaşıyor.
Otizm demek, yalnızlık demektir.
Otizm demek, çaresizlik demektir.
Otizm demek, eve hapsolmak demektir.
★
Otizmin bilinen tedavisi yok.
Tek çare, erken tanı, yoğun ve sürekli eğitim… Hal böyleyken,
otizmli çocuğunuz varsa, okul çağı en büyük
kabusunuz olacaktır. Çünkü onu kabullenebilecek anaokulu bulmakta
zorlanacaksınız, bulamayacaksınız.
Öbür velilerden şikayet geldiğini söyleyerek, çocuğunuzu kreşten
almanızı isteyecekler, siz kreş kreş
gezeceksiniz.
★
İlkokul çağına geldiğinde, kabusunuz bir kat artacak.
Çünkü okul müdürü ‘bu okulda sizin çocuğunuza ders verebilecek
öğretmen yok' diyecek.
En değerli varlığınızı emanet ettiğiniz, yardım beklediğiniz,
öğreteceği bir harf için kırk yıl kölesi olmayı
düşlediğiniz eğitimcinin böylesi bir yaklaşımı sizde hayal
kırıklığı yaratacak.
Direnip, okula kabul ettirseniz bile, bu defa karşınıza öbür
veliler çıkacak. Kendi çocuklarının duygusal olarak
olumsuz etkileneceğini söyleyecekler, kulisler yapılacak, otizmli
çocuk çaresizce okuldan alınacak.
★
Bu tür veliler, otizmin ne olduğunu bilmezler. Einstein'ın
Beethoven gibi binlerce dahinin otizmli olduğunu
bilmezler.
★
Ben bunları nereden biliyorum?
Çünkü ben, bunları yaşayanım…
Çünkü ben, otizm tanısı almış dünyalar güzeli Tuğçe'nin
babasıyım.
Burada bir baba olarak konuşuyorum.
★
Ben, kızım Tuğçe'ye eğitim imkanı sağlayabildim.
Atletizmde Türkiye şampiyonu, masa tenisinde Türkiye 2'ncisi
oldu