Atatürk’ün ismini camilerde okutulan hutbelerden çıkardılar.
19 Mayıs törenlerini yasakladılar, 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos
törenlerine hastalandım bahanesiyle katılmadılar, 10 Kasım
törenlerine seyahatteyim bahanesiyle katılmadılar.
Takvimde başka gün kalmamış gibi, bizi sırtımızdan hançerleyen
vahabi kralına tam 10 Kasım’da şeref madalyası taktılar.
Atatürk’ün kurduğu TBMM’de Vahdettin’i anma töreni
düzenlediler.
Çankaya Köşkü’nü akıllarınca tarihten sildiler.
Atatürk Orman Çiftliği’ni katlettiler, saray yaptılar.
Atatürk anıtlarına çelenk koymayı yasakladılar.
Atatürk sevgisini kabahat ilan ettiler, Atatürk anıtına çiçek
koyanlara kabahatler kanunundan para cezası kestiler.
Otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası
kestiler.
Atatürkçülere terörist holigan dediler.
Atatürk’ün kalpaklı fotoğrafını yasadışı ilan ettiler.
Atatürk ilkelerini ders kitaplarından çıkardılar.
Milli eğitim yönetmeliğini değiştirdiler, Atatürk devrimlerine
bağlı öğrenci yetiştirme prensibine son verdiler.
Okullarda Atatürk rozeti takmayı disiplin suçu haline
getirdiler.
Antalya, Afyon, Konya, Bursa, Sakarya, Kayseri, Rize, Giresun,
Eskişehir, Antakya’daki Atatürk statlarını yıktılar, Atatürk ismini
sildiler, başka isimler verdiler.
Sırf devrim alfabesine karşı çıkmak için Türkçe’ye bile savaş
açtılar, Osmanlıca’yı zorunlu ders yapmaya kalktılar.
Nutuk’u suç delili yaptılar.
Valiliklerden, Ziraat Bankası’ndan TC’yi sildiler.
Ayyaş dediler.
Atatürk döneminde Atatürk Orman Çiftliği’nde çocuklara bira
içiriyorlardı dediler.
Atatürk döneminde camiler ahır yapıldı dediler.
600 yıllık imparatorluğun reklam arası sona erdi dediler.
90 yıllık enkazı kaldırdık dediler.
Sabiha Gökçen’i ırkçı, soykırımcı ilan ettiler.
“Yüce Atatürk” pankartı açan futbol takımına tahammül
edemediler.
Onuncu Yıl Marşı çalanları fırçaladılar, asabımı bozuyor, kapatın
dediler.
Atatürk’ü çağrıştırıyor diye Vardar Ovası türküsüne bile kafayı
taktılar.
Andımızı yasakladılar.
Türk bayrağı demeyelim, Türkiyeli bayrağı diyelim dediler, bunu
diyeni “akil adam” yaptılar.
Türk yok dediler, Türk yok diyeni milletvekili yaptılar.
Türkçülük bölücülüktür dediler.
Türk Kızılayı’nın Türk’ünü sildiler.
Kemalizm’i yerden yere vuran CIA casusu Graham Fuller’ın Yeni
Türkiye Cumhuriyeti kitabını yandaş medyada ballandıra ballandıra
reklam yaptılar.
Atatürk’e dair her şeyi sansürlerken, Atatürk’ü sarhoş, kalpsiz,
dinsiz, megaloman gibi gösteren kitapları alkışladılar.
Atatürk heykellerine saldırılmasına, yakılmasına gözyumdular.
Ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi dediler, bunu diyeni başbakan
yaptılar.
Ulus devlet Allah’ın belasıdır diyeni akil adam yaptılar.
Anıtkabir’i de yıkarız elhamdülillah dediler.
Anıtkabir’i ziyaret edenlerin sayısının açıklanmasını
yasakladılar.
Antropoloji kitabını kameralara uzatıp, bakın raflarda kafatasları
var, işte vesika burada, Mustafa Kemal’in imzası var, insani midir
dediler.
Atatürk’ün canlı ağaç müzesini sattılar.
Devlet Nişanı’ndaki Atatürk siluetini sildiler.
Birileri bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı dediler.
İstanbul’un fethini kutlayıp, İstanbul’un kurtuluşunu
kutlamadılar.
Çanakkale Zaferi’ni Atatürksüz kutladılar.
İzmir Marşı’na siyasi dediler, bu marş çalınmasın dediler.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nu destekleme
yönetmeliğini ortadan kaldırdılar, Atatürk’le ilgili proje veya
yüksek lisans yapanlara fonu kestiler.
Laik eğitime saldırıp, “çok şükür satanist olanlar, yolsuzluk
yapanlar, memleketi soyanlar imam hatipten yetişmedi” bile
dediler.
23 Nisan’ın yerine fetocuların Türkçe olimpiyatı’nı monte etmeye
çalıştılar, bizzat Tbmm başkanının himayesine alarak
başlattılar.
23 Nisan’ı yoketmeyi amaçlayan fetocuların Türkçe olimpiyatı
vesilesiyle devletin darphanesinde feto lirası bastırdılar.
Selanik’teki Atatürk evinde güya tadilat yaptılar, eşyaları
attılar, sanırsın kiralık evdir, bomboş bıraktılar, ziyaretçilerin
duygularını yazdığı anı defterini bile yok ettiler.
Böceğe Atatürk ismi verdiler.
İçimize kanı bozuklar, sütü bozuklar sızdı, 1923’te koskoca 650
yıllık çınara darbe yaptılar, Cumhuriyet kurdular dediler.
Devlet televizyonu TRT’de Atatürk’e rüşvetçi dediler.
Atatürk döneminde TBMM’de Allah’a küfrediliyordu dediler.
Padişaha doktora verdiler.
10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe kenefe gidin, Mustafa Kemal’in verdiği
zararı Yunan yapmazdı, keşke Yunan galip gelseydi diyen, kafasında
fesle dolaşan tımarhanelik herifi, cumhurbaşkanlığı sarayında tarih
otoritesi, bilim adamı olarak ağırladılar.
İngiliz maşası, vatan haini, ruh hastası Rıza Nur’un “Atatürk
eşcinseldi, Çankaya’yı kerhaneye çevirdi, 30 kadınla aynı anda mum
söndü yaptı, ilk meclisin milletvekilleri pezevenkti” gibi, meczup
iftiralarıyla dolu kitabının editörünü, akil adam yaptılar.
Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı’nın yıllığından Atatürk’ü
çıkardılar.
“Onuncu Yıl Marşı’nda geçer, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün,
hiçbir şey örmüş değilsin, biz örüyoruz” dediler.
“Bunlar Cumhuriyet bayramında vals yaptılar, insanımızı istiskal
ettiler, cumhuriyet adına milleti taciz ettiler” dediler.
Kendi devletine kendi milletine silah çeken, emperyalist maşası
köktendinci Suriyelileri “kuvayi milliye” ilan ettiler.
Fıkra anlatıyorum ayağıyla Atatürk’e ibne dediler.
Afet İnan’a dil uzattılar, Atatürk’ün manevi kızıyla nikahsız
birliktelikle yatıp kalktığını söylediler.
Mübarek anamız Zübeyde Hanım’ın aslında fahişe olduğunu, Selanik’te
genelevde çalıştığını, Atatürk’ün piç olduğunu söylediler.
Kimse Atatürk demesin, Türk demesin, orijinali Yunan, Türk’e
benzemiyor, keşke Atatürk olmasaydı dediler, bunu diyeni düşünce
özgürlüğü kapsamında beraat ettirdiler.
Üniversitelerin logolarından, resmi internet sitelerinden Atatürk’ü
sildiler.
“1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa’da genelev
olarak kullanılan camiler var” dediler, bunu diyen akademisyeni
üniversitedeki görevinde tutuyorlar, Rtük’e şikayet yağdı, Rtük
“düşünce özgürlüğü” dedi.
Türk Lirası’ndan Atatürk’ü sildiler, üzerinde Atatürk resmi
bulunmayan madeni bir lira bastılar.
★
Ve… Atatürk Havalimanı’nı imha edip, üçüncü havalimanına “Atatürk” ismini vermediler.